Bazı aşklar vardır, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen, elinden geleni yaparsın ve yapmaya da devam edersin ama ne kadar istesen de bitecek olan. Her şeyi yapmaya hazırsınızdır, hatta dese gel hiç bilmediğimiz bir yere gidelim her şeye sıfırdan başlayıp hayat kuralım siz düşünmeden evet dersiniz çünkü size bir şey demesini beklersiniz her zaman genelde cevabı ''evet'' olan. Hayır diyemezsiniz sevdiğiniz kişiye, ya üzülürse ? Üzülmemeli değil mi çünkü sizin üzüntünüz birken onun üzüntüsü beş gelir. Onun hayatını kendinizden üstün tutmaya başlarsınız artık, kendi hayatınızı hiçe sayar artık onun için yaşamaya başlarsınız hayatınızı. İşte ne kadar istediğinizi ve asla vazgeçmem dediğiniz o an gelmiştir artık. Vazgeçtiğiniz an hayatınız bitecekmiş gibi gelecek artık çünkü insanın canı tatlıdır ve siz o canı artık ona adadığınız için artık onun canını kendi canınız bildiğiniz için vazgeçilmez kılarsınız karşınızdakini, Fakat öyle zamanlar gelir ki acı çeke çeke vazgeçmeye çalışırsınız ama geçemezsiniz. Asla geçemezsiniz gibi gelicek ama artık o kadar yorulucaksınız ki bu hayattan artık acı çekmek size bir şey ifade etmicek ve canınızı hiçe sayarak ne kadar istemeseniz de vazgeçmek zorunda olucaksınız çünkü artık bu hayatın size verdiği acılar bile anlamsız hale gelicek.
Hayatta ne kadar istemesek de yapmak zorunda olduğumuz şeyler var. Zamanında vazgeçilmeziniz olan şeyler artık sizin için anlamsız hale gelir oluyor ya da bunu sadece yazılarda yazabiliyorsunuz. Kalbinize sorucak olursak, o konu baya derin neyse...
[Bu yazdıklarımı okuyan var mı hiç bilmiyorum, ama okuyan varsa yorumlarını yazarsa sevinirim]